28 Ağustos 2011 Pazar

BİR MEZAR AĞLIYOR

Kaç bayram geçti bilmem, yıllar oldu kimse gelmez başıma.
El açıpda bir fatiha okunmaz oldu mezar taşıma.
Evlat ecdada küsmüş, unutulmuş akraba, hısım kimse bakmaz olmuş ardına.
Ne varsa satıp savmış ecdadın emanetini.
Mahkum etmişler onları iki taş arasına.
Yılda birde olsa aslına dönmeyi zül saymış kendisine.
Garip kalmış o mefta, üzeri dikenler, çalılarla dolmuş.
Yosun tutmuş taşları üzerinde kuruyan gözyaşlarından.
Bir mezar ağlıyor sessiz ve derinden.
Bu nasıl bir nesil, bu nasıl bir nefeermiş, gider de dönmez seferinden.
Kerpiç olup örüldüğü, mertek merte döşediği, sevği ile süslediği o haneler viran olmuş.
Şimdilerde buraları yad, yaban tütütür olmuş.
Tek umudu bir rahmet, bir avuç Fatiha,
Hher bayram aynı umut hüsrana dönen sabaha alışamamış.
Sessizçığlıkları çınlar o mezrlıklarda.
Ey evlat Birzamanlar bende vardım bu yalan düünyada.
Benimde neslim vardı kaşık çalan soframda.
Unutmadım sen gibi ne aslımı, ne neslimi.
Yıllardır bir mezar ağlıyor burada bir türlü duyaramamış sesini.
Bir mezar ağlıyor ahuzar ile taşları yosun tutmuş.
Taşını yapan usta isim yazmayı unutmuş.
Suyu çekilmiş bir değirmen gibi, ark bozulmuş, çark kırılmış.
Belki yüz yıl geçmiş belki de daha önceydi tüm ayaklar çekilmiş.
Duymadımı o nesil “her Nefis Ölümü Tadacaktır” ayeti kerimesini
Kul olmuş insan nesli doymayan nefsine.
Ne varsa satıp savmış, dünyayı ölümsüz, ömrünü sonsuz sanmış.
Adem oğlu topraktır birgün döner aslına.
Kiminin göğüsünde güller açar kimiz gözyaşı döker iki taş arasında.
Geçmişini unutanlar birgün varırda huzura, yapışır ecdadı onun iki yakasına.
O da yerini alır bir gün garipler sofrasında.
Tüm garipler için Bir Rahmet, Bir Fatiha yollayalım bu bize farz olmasada.
Osman Karaca

Osmankaraca66@msn.com

Hiç yorum yok: