4 Haziran 2011 Cumartesi

BİN EMEK, BİR EKMEK İŞTE EKMEĞİN HİKÂYESİ

   
Bir yıl öncesinden herk edilir
Şimdilerde herkin adı nadas bilinir
Besmele çekerek tarlaya gidilir
Saban ile evlek başı çekilir
Kuru toprak cızı cızı sürülür
Avuç avuç tohum yere serilir
Tapan ile üzeri toprak örtülür
Rahmet için Hakka yüzler çevrilir
Taneler çillenir filiz verir
Kara toprak yeşil renge bezenir
Kar yağınca yorgan olur üstüne
Engel olur soğuğa, don kesmesine
Mart ayında karlar erir dibine
Gün vurdukça can gelir ölü bedene
Nisan da yeşerir yeni umutlar
Mayıs ayında ilaç ister yabani otlar
Haziranda kelle çeker kılçığı
Temmuzun başında firiğe döner
Estikçe poyraz yeli sararıp solar
Başaklanır boyun eğer taneyle dolar
Dişenir tırpanlar örs çekiç ile
Anahtardır her zoru açar besmele
Kimi çalkaraya biçer kimi bacak desteye
Bismillah diyerek yere serilir.
Galıç ile ekin deste edilir
Tırmık ile her tanesi derlenir
Anadut, çatal ile yığın yapılır
Kağnılar kurulur sallar çatılır
Anadutla deste deste örülür.
Sap kağnısı her yerden görünür
Hasat çiftçi için düğün günüdür
Harmanlarda halkalar çevrilir
Desteler dağılıp yere serilir
Günlerce dönerek düven sürülür
Arada bir aktarıp saman alta verilir
Kalan saplar üste çıkar sürülür
Sap samana döner başak taneye
Malamanın ortasına öbek dikilir
Poyraz yeli için dua edilir
Savurdukça saman tane ayrılır
Tane yaba ile bir kaç kez devrilir
Saman kesmik birbirinden arınır
Cec’in ağzı kalbur ile savrulur
Tohumluk buğdaya gözer vurulur
Çinik ile ölçülüp sekleme doldurulur
Yeygilik tohumluk burada paylanır
Yeygilik buğday pınarda yıkanır
Dam başına çul serilip yaylanır
Sergi bekler çocuklar kuşlar haylanır
Kalbur ile kalan taş ayıklanır
Seklemler eşeklere yüklenir
Değirmende üç beş gün sıra beklenir
Taş dişenmediyse un kepeklenir
Değirmenci acır onca emeğe
Öğüttüğü unu koyar eleğe
Hile katmaz yediği ekmeğe
On beş de bir hakkını koyar teknesine
Taneler öğünür sıcak una dönüşür
Teknede toplanan un çuvallara bölüşür
Eşeklere seklemler yüklenip yola düşülür
Büyük haralarla tepki ile basılır
Çekilen besmele rızkı artırır
Haralın dört ibiği tavandan kastırılır
Evin hanımı komşularla ekmek günü kestirir
Bir gün önce ince elekten un elenir
Tandır, külle iyice temizlenir
Sabah ezanıyla ekmekçiler gelir
Bakır leğenlerde hamur yoğrulur
Evirici, ekmekçi yerlerine oturur
Açılıp açılmadığı denemeye tutulur
Eğer öz tutmaz ise peynir suyu konur
Bir hanım hamuru beze alır
Bu bezeler tahta da bir bir yazılır
Kağıt gibi olunca oklavaya sarılır
İşin gerisi eviriciye bırakılır
Elekten saca vardıysa keyif verir
Kızgın saç üstünde evirip çevrilir
Kimi kabarır evrağaçla delinir
Pişen ekmek üst üste istiflenir
Ekmeğin kokusu köye yayılır
Konu komşuyu davetsiz çağırır
Yapılan içli, keteye herkes bayılır
Fakirin sofrası bir köyü doyurur
Burada bitmez ekmeğin hikayesi
Nimettir her kırıntı tanesi
İnsan kadar eskidir ekmeğin efsanesi
Sulanıp katlanır, dolar ekmek selesi
Onun yeri sofranın başköşesi
Elhamdülillah, Yarabbi Şükür’dür duası

Osman Karaca
osmankaraca66@hotmail.com
Bu yazı Yazarından izin almadan kullanılmaz

Hiç yorum yok: